“Bir oğlum bir kızım var. 4 de torunum var. Bugünümüze şükür. Allah çoluğa çocuğa yük etmesin. Çok zor. Dünyaya geldik, çaresi yok öbürüne illaki gideceğiz. Doğuma inanıyorsak ölüme de inanacağız. Hiç ihsan etmeye gerek yok. Ama başta hastalığa inanamadım. Hormonlu nedir bilmezdik biz. Hep çiftçiydik. Ama bu yaştan sonra bıraktık tabi. Şimdi 30 yaşındaki gibiyim. Hiçbir yerimde bir husus yok. Gayet iyi nefes alıyorum. Bazen geceleri uykum gelmiyor. Kalkıyorum namaz kılıyorum, oturuyorum olsun. Bundan iyi sağlık olmaz. Allah önce devletten sonra sizlerden razı olsun.” Babam 82 yaşında. Hastalığını 2012 yılında öğrendik. Nefes almakta zorlanıyordu, önce kalp rahatsızlığı diye doktora gittik. Kalp doktoruna gittiğimizde kalp ile ilgili bir sorunu olmadığını öğrendik. Dâhiliye doktoruna gittik. Film çekilirken film çeken arkadaş bir sorun olduğunu söyledi. MR çekildi ve dâhiliye doktoru onkolojiye gitmemiz gerektiğini söyleyince büyük bir şok yaşadık. Sonrasında onkolojiye gittik ve o süreç 3 ay sürdü. Onkoloji doktoru bizi hematolojiye sevk etti. Adapazarı’nda tedavi sırasında Demet Hanım ile karşılaştık. Sağ olsun kendisi çok ilgilendi. Bu sırada ben hastalarla da görüşüyordum. İstanbul’dan Çapa’dan, Marmara Hastanesi’nden yoğunluk nedeniyle gelen çok hasta vardı. Demet hanım bana başka yere de gidebileceğimi söyledi. Bana “Tedaviyi böyle yapacağız ama doktor seçme hakkınız var, ancak Adapazarı’nda bu tedaviyi benden başka uygulayan doktor yok” dedi. Araştırdık gerçekten de yoktu. Doktorumuza güvendik. Tedaviye başladık sağ olsun bizi çok güzel yönlendirdi. Doktorumuzun dediğini harfiyen uyguladık ve takip ettik. Bazen mesai saati bitmesine rağmen doktorumuz kalıp bizimle ilgileniyordu. Sağ olsun, acele etmeden gerçekten güzel bir tedavi uyguladı. Hızlı bir şekilde tedaviye başladık. Demet Hanım bu konuda hızlı karar verdi. Bir ara biz panik yaptık ama sonrasında atlattık. İyi bir şekilde hastalığı takip ettik. Biz babama hastalığıyla ilgili çok şey iletmedik. Sadece ne yapması gerektiğini söyledik. Babam günlük yaşantısına devam etti. Doktor hanım da yemesine içmesine çok karışmadı. Babam da işiyle gücüyle ilgilenerek kendini hiç bırakmadı biz de hep yanında ona destek olduk. Doktorumuza inandık. Babam 6 kür kemoterapi gördü ve bir iyileşme kaydetti. Ancak doktor hanım tedavi sonrasında kemik iliğiyle de ilgili bir problem olduğunu ancak bu tedaviyi kendilerinin yapamadığını bize iletti. Ve bizi buraya ASM’ye Zafer Hoca’ya yönlendirdi. Buraya geldik ve sağ olsun Zafer Hoca’da gereken tedaviyi uyguladı. Non Hodgkin lymphoma teşhisi konuldu ve o teşhis üzerine tedavi oldu. Tam bir sene önce 26 Mart 2014’te ilik naklini oldu. Uzun bir süre geçti hatta burada 28 gün yattı. Şuan gayet iyi. 6 ayda bir kontrole geliyoruz. Böyle bir mücadele verdik. Gerçekten her iki doktora da Zafer Bey’e de Demet Hanım’a da, çalışanlarına da çok teşekkür ediyoruz.