“Bu hastalıktan sonra kimsenin kalbini kırmamak için daha dikkatli davranıyorum.”

01.06.2015

İsmim Mehmet Cuma Akyüz, 24 yaşındayım, Kütahya Merkez’de ailemle yaşıyorum. Hastalığım ile ilgili en yoğun belirtileri Nisan 2014’de yaşadım. İşten çıkıp evin önüne geldiğimde kan kusuyordum. Bunu gören babam ve kuzenim hemen beni Kütahya’daki devlet hastanesine götürdüler. Orada yapılan kan tahlili sonucunda değerlerim düşük çıkınca Eskişehir’deki bir üniversite hastanesine sevk ettiler. İlk acile gittiğim gün doktor, lösemiden şüphelendiğini ancak ilik alınmadan kesin sonuca varılamayacağını söyledi. Tam teşhis ise Hacettepe Üniversitesi’nde yapılan testten sonra konuldu ve Aplastik anemi olduğum anlaşıldı. Tabi hastalığım tanımlanana kadar şikâyetlerimin başladığı gün üzerinden 3 ay geçmişti.

Hacettepe’de tanı konulduktan sonra Antitimosit globülin (ATG) tedavileri denendi. Olumlu sonuç çıkmayınca bütün akrabalarımızdan ilik örneği alındı ancak uygun ilik bulunamadı. Sürekli olarak kan nakli yapıldığı için de hastaneden çıkmama izin verilmiyordu. Doktorum bir kerelik olmak üzere 2 günlüğüne izin vererek beni evime gönderdi. Bu izin hem bana moral olup hem de nötrofillerde çok az da olsa artış görüldüğü için doktorum tekrar eve gitmeme izin verdi. Tabi dikkat etmemi de söyledi ancak önemsemedim. Dikkat etmediğim için enfeksiyon kapmışım, tekrar kontrole gittiğimizde yapılan kan tahlili sonucunda değerlerimin çok düştüğü görülünce acile yatırdılar. Bir gün sonra gece lavaboya gitmek için ayağa kalktığımda gözlerim karardı, bayılmışım. Tansiyonum 3’e düşmüş. Enfeksiyon olduğu için yaklaşık 22 gün boyunca yataktan kalkamadım. Gözlerimde kanlanma olduğu için de tam 7 ay 12 gün boyunca görme kaybı yaşadım.

İkinci kez ATG tedavisi denemesi yapılacaktı ancak bunun Türkiye’de yasak olduğunu söylediler. Bu hastalığın en iyi tedavisi ilik nakli tabi ama bana uygun ilik de bulunamadı. Annemin iliği yüzde 70 uyuyordu ama Eskişehir’deki hastane yarım ilik naklinin yapılamadığını söyleyerek bizi Zafer Hoca’ya yönlendirdi. Zafer Hoca’ya geldiğimizde durumuma baktı ve devlet prosedürü gereği ilk olarak ilik bankasına başvurmamız gerektiğini söyledi. Kayıt olduktan sonra uygun ilik taraması yapıldı. Bu arada bana 10 günde bir verilen kan artık 3 günde bire düşmüştü. Zafer Hoca, hiç beklemememiz gerektiğini annemden alınacak iliğin başarılı olabileceğini söyledikten hemen sonra uygun iliğin Almanya’da bulunduğu bilgisi geldi; yüzde 90 uyumlu ilik bulundu. 30 Ekim 2014 tarihinde nakil gerçekleştirildi. Akraba dışı nakillerde normalde 15 günden önce sonuç alınamayacağı söylenmişti ancak benim 9’uncu günde hücreler yenilenmeye başladı.

Nakilden sonra göz kontrolü için Eskişehir’e gidiyorduk ama kan tahlillerim uygun olmadığı için ameliyat yapılamıyordu. Gözün arkasındaki kanlar orada kanal oluşturmuş ve damarlara iyice zarar vermeye başlamış. Hemen Zafer Hoca’yı aradık ve durumu anlattık. Zafer Hoca’nın kontrollerinin ardından, nakilden 80 gün sonra ilk göz ameliyatımı oldum. İki profesörün de göremez dediği sağ gözüm ameliyattan 2 gün sonra açıldı. Sol gözüm içinse yaklaşık 2 ay sonra tekrar ameliyat oldum. 24 yaşımdayım ama ilk kez görüyormuşum gibi hissettim.

Hastalığımın başlangıcından itibaren benimle özel olarak ilgilenen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hastanesi Hematoloji doktorum Yrd. Doç. Dr. Neslihan ANDIÇ hocamın ve ekibinin de tedavimdeki üstün gayreti ve desteği benim en büyük moral kaynağımdır. Kendilerine binlerce kez şükranlarımı iletmek isterim.
Bu hastalık ile baş edebilmek için en önemli olan yaşama tutunmak için bir neden bulmak. Ben kız arkadaşım Fatma ve annem sayesinde yaşama tutundum. Hastalanmadan önce ölümü hiç düşünmemiştim, kendimden uzak görüyordum ama şimdi ölümün ne kadar yakın olduğuna inandım. Ve çok kolay kalp kıran biriydim bu hastalıktan sonra ise kimsenin kalbini kırmamak için daha dikkatli davranıyorum.

Mehmet Cuma Akyüz
Paylaş Yorum

Tüm Yorumlar İçin Tıkla
Back To Top